Anadolu'nun yöresel tatlarını keşfe çıkan Fransız gezgin Olivier Despretz, bu kez Doğu Anadolu'nun en zengin mutfaklarından biri olan Erzurum mutfağını tanımak için yola çıkıyor. Erzurum deyince akla gelen ilk yemekler, cağ kebabı ve kadayıf dolması. Fakat Olivier, bundan fazlasını merak ediyor ve şehri geride bırakıp köylerin yolunu tutuyor.

Erzurum'daki yolculuğuna şehrin kuzeyinden başlayan Olivier, bir zamanlar Hodeçur diye anılan ve eski bir Ermeni köyü olan Sırakonaklar'da yörenin meşhur civil peynirinin yapımını öğreniyor. Ardından Artvin sınırına doğru yola çıkan Fransız gezginimiz, Kılıçkaya Köyü'ndeki boğa güreşlerini izlemek için yola koyuluyor. Büyükbaş hayvancılığın önem taşıdığı ve Anadolu'nun en lezzetli etlerinin de yetiştiği Erzurum'un kuzey köylerinde yapılan boğa güreşleri, oldukça yaygın bir gelenek halini almış.

Erzurum'un Anadolu, Kafkaslar ve İran arasında kalan bir kavşak noktası olması, asırlar boyunca varlığını koruyan zengin bir yemek kültürünü de beraberinde getirmiş. Olivier de bu zengin mutfağın sırlarını çözmek için şehrin merkezine yakın Yeşilova Köyü'nde alıyor soluğu. Yöredeki evlerden birine misafir olan Fransız gezginimiz, köyün kadınlarıyla birlikte kolları sıvıyor. Lor dolmasından aşmalı yahniye, tandır ekmeğinden dut ve pestil çullamalarına, yörenin türlü yemeklerinin yapımını öğrenen ve birer birer tatlarına bakan Olivier, yöredeki hayvancılığın izini sürüyor.

Erzurum'un etlerinin sırrı, yaylarının temiz havasında ve dağlardan gelen kaynak sularında saklı. Olivier de bu sırrı keşfetmek için Söğütlü Köyü'nün çobanları ve yüzlerce büyükbaş hayvanla birlikte yaylalarda alıyor soluğu. Erzurum'a veda etmeden önce ise şehrin kuzeydoğusundaki Uzundere ilçesine uğrayan Olivier, Tortum Gölünü'nün yanıbaşında buluyor huzuru. Yemeğin Erzurum'daki yolculuğunu İZ'de izleyin!