Onlar toprağın bize sunduğu en güzel gözler.. Simsiyah ve yemyeşil.. Üzüm ve zeytin. Her ikisinin de yeşili ve siyahı vardır..

 

Üzüm yeryüzünde kültürü yapılan en eski meyve türlerinden birisidir. Tarihçesi M.Ö. 5000 yılına kadar dayanan üzümün anavatanı Anadolu'yu da içine alan Küçük Asya, Kafkasya'yı da kapsayan bölgedir. Diğer meyvelerle kıyaslandığında en fazla çeşide sahip olan türlerden biri olan üzümün 15.000'nin üzerinde çeşidi bulunduğu tahmin edilmektedir. Anavatanı Anadolu olan çeşitler 1200'ün üzerindedir. Türkiye’de farklı bölgelerde sofralık, kurutmalık ve şaraplık çeşitleri yetişir. Üzümün, çavuş sofralık, çekirdeksiz kurutmalık, öküzgözü, adakarası ve boğazkere şaraplık çeşitlerinden sadece bir kaçıdır.

 

Kahvaltının olmazsa olmazı Zeytin ise boylu bir çalı veya 10 metreye kadar boylanabilen, sık dallı, yayvan tepeli, herdem yeşil yapraklı bir ağaçtır. Uzun ömürlüdür, yaklaşık 2000 yıl kadar yaşayabilir.

 

Türkiye'de zeytin üretimi Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Dünya zeytin üretici ülkeleri arasında; ağaç varlığı açısından Türkiye 4'ncü, alan açısından da 6’ncı sırada yer alır. Böylece dünya zeytinyağı üretimine % 8 oranında katkıda bulunur, sofralık zeytin üretiminde de İspanya’dan sonra 2’nci, tüketimde ise 1'inci sırada yer alır. Ayvalık, Edremit Körfezi, Gemlik, Yalova gibi yerlerde yoğun olarak bulunur.

 

Kozmetik alan ve alternatif tıp’ta kullanılan zeytinyağı, yüzyıllardır Akdenizlilerin sağlık ve güzellik kaynağı olmuştur. Kutsal metinlerde de şifa kaynağı olduğu belirtilen zeytinyağını tüketmemizin sağlığımız açısından da çok faydalı olduğu söylenir.

 

Üzüm’ün ve Zeytin’in ülkemiz tarımındaki yerini Toprak Ana’da izleyin..