Anadolu'nun yöresel lezzetlerini keşfe çıkan Fransız gezgin Olivier Despretz, bu kez rotasını Artvin'in Macahel bölgesine çeviriyor. Sırtını Karçal Dağları'na dayayan Gürcü köylerinde doğadan sofraya taşınan geleneksel tatlar İZ ekranına yansıyor.
Toplam 18 Gürcü köyünden oluşan ve 6 köyü Türkiye sınırları içinde bulunan Macahel bölgesindeki yolculuğuna Borçka'nın Camili köyünden başlayan Olivier, soluğu ilk olarak doğal zenginliğiyle göz dolduran Karagöl'de alıyor. Gölde kısa bir molanın ardından Macahel'in kendine has karakovan balının izini sürmek için yola koyuluyor. Türkiye'deki tek safkan arı ırkı olan Kafkas arısının yaptığı karakovan balının hikayesini ve kovanın ağaçtan nasıl indirilip balın nasıl elde edildiğini Macahel'in bal üreticileriyle birlikte deneyimliyor Fransız seyyahımız.
Macahel mutfağı, yörenin doğa koşullarıyla ve bölgede yetişen ürünlerle şekillenmiş bir mutfak. Türk mutfağından izleri pek de içinde barındırmayan yöresel yemeklerde, etin esamesi bile okunmuyor neredeyse; sadece haşlaması ve kavurması yapılıyor. Yemeklerde baharat yerine bostan bitkileri tercih ediliyor. Yemeklerde yağ kullanımı oldukça az, cevizin kullanımı ise epey yaygın.
Olivier ise Macahel yemeklerini tatmak için sabırsızlanıyor ve bu kez Camili köyünde başlıyor yemeğin yolculuğu. Köydeki evlerden birine konuk olan Fransız gezgin, yörede yemeklere katık edilen ballı çadinin (ballı mısır ekmeği) yapımını öğreniyor öncelikle. Ardından köyün kadınlarıyla birlikte toplanan bostan bitkileri, tahta havanlarda taşla dövülüyor ve malakto, tsurvili gibi birbirinden lezzetli Gürcü yemekleri sofrayı süslemeye başlıyor. Bu enfes tatları taçlandıran ise saf üzüm suyu ve mısır unuyla karıştırılarak elde edilen ve üzeri kavrulmuş cevizle süslenen papa tatlısı oluyor.
Camili köyüne veda edip Macahel'in yaylalarına çıkan Olivier, soluğu Lekoban yaylasında alıyor ve Macahel mutfağının en zahmetli yemeklerinden lobyophalanın sırrını öğrenmek için kolları sıvıyor. Karalahana ve kara fasulyenin muhteşem uyumu, havanda taşla dövülen ceviz, yabani pırasa ve kinzi otuyla daha da güzelleşiyor. Akşamüstü yayladan dönen ineklerden sağılan taptaze sütün ve biraz mısır ununun eklenmesiyle sofraya hazır hale gelen lobyophalanın da enfes tadının keyfini çıkaran Olivier, unutulmaz hatıralar ve muhteşem manzaralar eşliğinde veda ediyor kuzeyin Acar mutfağına...
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.