Genel İzleyici Kitlesi
HD Görüntü Kalitesi
35 Dakika
14. Bölüm
Dama Dama'nın Yolculuğu
Bölümü Satın Al
Bölümler

Bazen uzaktan bakarız hayata... Bizi ilgilendirmediğini düşündüğümüz oysaki hayati öneme sahip bir tabelanın yanından geçer gideriz meselâ... Peki ya merak etseydik? Ana yoldan çıkıp toprak yola sapsaydık ne olurdu? İste bu onun hikayesi...

Yüzyıllardır her türlü canlıya ev sahipliği yapmış olan Anadolu topraklarında hayat eskisi kadar bereketli değil.Zaman değişti, iklimler değişti, son teknolojiyi yakından takip eden insanlar bile yanıbaşında olup bitenden çoğu zaman habersiz kaldı.İşte böyle bir zamanda İz, bir gece vakti, bir kaç iyi insanın nesli tükenme tehlikesi altındaki yaban hayvanları için yaptıkları çalışmaları ekrana taşıyor.

Saat 02:00 Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne ait iki araç gecenin karanlığında Antalya Düzlerçamından Köyceğiz'e doğru hareket halindeler. Son derece dikkatli gidiyorlar çünkü araçlarının kasalarında özel olarak yapılmış sandıklarda çok önemli yolcularını taşıyorlar. Onlar Dama dama yani Alageyikler...

Alageyik mi? Türkiye'de Alageyik mi var? Gece yarısı neden bir arabanın kasasındalar? gibi soruları sorduğunuzu umuyorum çünkü asıl sorunumuz da bu zaten. Dünyaya yüzyıllar öncesinden Akdeniz ve Ege kuşağından yayıldığı kabul edilen Alageyiklerin son yaşam alanı Antalya Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası. Bu alageyikler dünyada tek yerli (başka yerden getirilmemiş) örnekler olarak biliniyor. Yurtdışındaki ülkelerde çiftlik hayvanı olarak üretilen ve sayıları yüz binleri bulan Alageyiklerin ülkemizdeki sayısı ıse maâlesef 200 'ü bile geçemiyor. 1960'lı yılların sonunda Türkiye'nin yaban hayatı ve doğa korumacılığının önde gelen isimlerinden Nihat Turan ve arkadaşlarının başlattıkları çalışmalar sonucunda küçük bir grup ayrılarak korumaya alınmış olmasaydı bugün bu türü görmemiz mümkün olmayacaktı.

Peki ne oldu da bizdeki alageyik sayısı hızla azalırken dünyadaki alageyik sayısı bu kadar çoğaldı? Bunun temel sebebi Alageyiklerin yurt dışındaki çiftliklerde yarı evcil olarak yetiştiriliyor olmaları ve Türkiyede karşılaştıkları kaçak avcılık, hastalık ve korunma sorunlarıyla karşılaşmıyor olmaları. 1960'lı yıllardan günümüze kadarki zamanda Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında korunan alageyikler için yine tehlike çanları çalmaya başladı. Sorunlardan bir tanesi kendileme ya da akraba evliliği olarak bildiğimiz genetik sorunlar diğerleri ise herhangi bir hastalık ya da yangın tehlikesine karşı tamamen savunmasız olmaları.

Sorun belliydi ama çözümü nasıl olacaktı? 2011 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoçeşitlilik ve Koruma Laboratuarı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün birlikte yaptıkları bir çalışmayla Alageyikleri uygun yeni alanlara taşımaya karar verdiler. Uzun süren araştırmalar sonucunda iki yer belirlendi. Dilek Yarımadası Milli Parkı ve Köyceğiz Yaban Hayatı Geliştirme Sahası. İşin asıl heyecanlı kısmı hayvanları yakalama aşaması ki bu hiç de kolay değil. Süreç şu şekilde işliyor. Alana bir ağ geriliyor. Ağın altına tamamen yabani bir ortamda bulunan Alageyikleri alıştırmak için haftalar boyunca en sevdiği yiyecek olan mısır bırakılıyor. Hava kararınca ormandan mısırı yemeğe gelen alageyikler kameralarla takip ediliyor ve yeterli çoğunluga ulaşılınca ağ düşürülüyor. Bu kısımda hızlı hareket etmek şart çünkü, hayvanlar panik halde birbirlerine çarpıp zarar verebilirler. Yapılan ilk iş gözlerini bağlayıp onları sakinleştirmek. Sonrasında veteriner hekim kontrolünde alageyiklerden kan ve doku örnekleri alınıyor. Son zamanlarda yapılan yakalama işlemlerinde kan ve doku örnekleri ayrıca Milli Parklar ve Tübitak Marmara Araştırma Merkezinin birlikte yaptıkları Ulusal Biyoçeşitliliğin ve Gen Kaynaklarının Korunması Projesi için de alınıyor. Gen ve doku bankalarına konulan bu örnekler türün herhangi bir sebeple ortadan kalkması durumunda kullanılmak üzere saklanıyor. Tüm bu işlerin ardından uygun bireylere GPS tasma takılarak özel sandıklara yerleştiriliyorlar.. Hızlıca gönderilecekleri yere doğru yola çıkan alageyikler yeni popülasyon oluşturacakları yaşam alanlarında doğaya salınıyor. 2011 yılından beri düzenli olarak devam eden bu çalışmaların sonuçları ise oldukça iyi... Dilek Yarımadası ve Köyceğiz'e gönderilen 30 kadar bireyden alınan fotokapan görüntülerinde yeni yavruların tespit edilmesi ise herkesi mutlu ediyor.

Dama Dama'nın Yolculuğu İZ TV 'de...

GÜNLÜK

4 Ekim Hayvanlari Koruma Günü
IZ
Türkiye’nin belgesel ekrani IZ, her yil oldugu gibi bu yil da 4 Ekim Hayvanlari Koruma Günü’nü unutmuyor ve özel bir yayinla herkesi hayvanlara sahip çikmaya çagiriyor.
YORUMLAR
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.