Genel İzleyici Kitlesi
HD Görüntü Kalitesi
35 Dakika
13. Bölüm
Bozkır İmparatorluğu
Bölümü Satın Al
Bölümler

Coşkun Aral, bu kez rotasını Orta Asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarına çeviriyor ve güncesinin sayfalarını doldurmaya Moğolistan ile devam ediyor.

Hiçbir yere benzemeyen bir ülke Moğolistan. İklimi, doğası, insanları... Her şey kendine has...

Uçsuz bucaksız stepleri bir anda dünyanın en büyük kum çöllerinden biri olan Gobi Çölü’ne kavuşur. Çöller, Türklerin ana yurdu yüksek Altay Dağları ile kucaklaşır. Batıda dağları doğuda ise tek bir yükseltinin olmadığı sonsuz ovası ile hiçbir yere benzemez Moğolistan.

Tarihin en eski halklarından biri olan Moğolların bilinen tarihi Hun İmparatorluğuna kadar, yaşamın izleri ise milyonlarca yıl öncesine kadar uzanır. 60 milyon yıl öncesinin dünya hakimi dinozorların en fazla görüldüğü topraklarından biridir Moğolistan. Anadolu’nun henüz deniz olduğu dönemlerde, Moğol toprakları dünyanın gördüğü en büyük canlılara ev sahipliği yapıyordu.

Ancak tüm dünyanın Moğol adını duyması, büyük Moğol İmparatoru Cengiz Han sayesinde olmuştu. 11. yüzyılda yaşamış olan Cengiz Han dağınık durumda bulunan Moğol ve Türk kabilelerini birleştirerek tarihin en güçlü ordusunu yaratmıştı. Neredeyse tüm Asya ve Avrupa’yı ele geçiren Cengiz Han, tüm dünyada acımasızlığın sembolüyken Moğollar için neredeyse tanrı katına çıkartılmış bir halk kahramanı. Çocuklarının adına Cengiz adını koymayacak kadar ululaştırılmış tarihi bir kişilik. Bu sebeple Moğolistan’da bol miktarda Cengiz Han heykeli görmeniz mümkün. Hele bir tanesi var ki dünyanın en büyük heykeli kabul ediliyor. Paslanmaz çelikten yapılan bu heykel tam 40 metre yüksekliğinde. Heykelin içindeyse Moğol Tarihi müzesi bulunuyor.

Ancak Moğolların şansı görkemli Moğol İmparatorluğu’ndan sonra pek de yaver gitmedi. Çin egemenliği ile geçen yüzyıllardan sonra 20. yüzyılda bağımsızlığına kavuşan Moğollar bu kez de Sovyetler Birliği’nin egemenliği altında kaldı. 1990’da SSCB’nin yıkılmasıyla özgürlüğüne kavuşan Moğolistan, henüz 23 yıllık bağımsızlık geçmişine sahip genç bir ülke.

20 yıl önce büyük çoğunluğu bozkırlarda, “Ger” denen çadırlarda yaşayan Moğollar, artık yavaş yavaş şehir hayatına adapte olmaya başladı. Dünyanın en büyük 9. ülkesi olan Moğolistan’da yaşayan insan sayısı ise sadece üç milyon.

Ülkede sadece üç milyon insan olmasına rağmen 60 milyondan fazla hayvan var. Bu rakamla hayvancılıkta dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmaya aday. Ancak asıl zenginliği madenler. Kömür, bakır, altın, gümüş en fazla bulunan madenler. Bakırda Asya’nın en büyüğü. Kömür ve altın madenleri ise yeni yeni işletmeye açılıyor.

Bir anda kentleşen Moğolların en gözde kenti olan başkent şu an birçok sorunla boğuşuyor. Bundan 30 yıl önce 20-30 devlet binası dışında bir yapıya sahip olmayan Ulan Batur’da şu an her yer bina ve inşaat.

Coşkun Aral'ın Moğolistan’da bir araya geldiği TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki de Moğolistan'ın yüksek ticari potansiyele sahip bir ülke olduğunu belirtiyor ve Türk firmalarını Moğolistan’a davet ediyor.

Moğolistan’ın doğal yaşamı şehirlerdeki kaosun tam tersi; dingin, olağanüstü güzellikte ve zenginlikte. Büyük bir kısmı uçsuz bucaksız bozkır olan Moğolistan’da dağlar, ovalar, çöller ülkenin zengin coğrafyasında muhteşem manzaralar sunuyor.

Uçsuz bucaksız bozkırlar at, yak, sığır sürüleriyle dolu. Ayrıca birçok farklı kuş türü de bulunuyor. Özellikle şahin, akbaba ve tabii ki kartal Moğolistan’da bol miktarda karşılaşabileceğiniz yırtıcılar. Bozkırın en sevimli konukları ise tarla fareleri... Bu küçük fareler tüm bozkırı adeta istila etmişler.

Gerçek Moğol insanı ile tanışmak istiyorsanız bozkıra mutlaka çıkmalısınız. Moğolların neredeyse tamamı ata binmeyi biliyor. Ayrıca güreş ve okçuluk onlar için adeta yaşamın bir parçası. Özellikle batıda yaşayan Kazak Türkleri kartal besliyor ve avlara, bu güçlü ve yırtıcı kuş ile çıkıyorlar. Eski Türklerin yaşamını araştırmak isteyen bilim adamlarının mutlaka uğraması gereken bir ülke. Çünkü bozkırda yaşam 1000 yıl öncekinden farksız.

Moğolistan özellikle tarihçiler için bulunmaz bir nimet. Yüzlerce yıl kapalı kalan bu ülkede bilinen en ünlü tarihi kalıntılar Orhun Abideleri. Bilge Kaan, Kültigin ve Tonyukuk (Orhun Vadisi'nde bulunmasa bile aynı dönemde yazıldığı için Orhun Abideleri'nden biri olarak kabul ediliyor) yazıtları Türk kelimesinin ilk kez geçtiği yazıtlar olarak biliniyor. Ayrıca yazılı Türkçe’nin de ilk örnekleri. Göktürk hakanı olan Bilge Kaan, kardeşi ordu komutanı Kültigin ve veziri Tonyukuk’un halkına yaptıklarını anlattıkları, bir nevi hesap verdikleri bu anıtlar gibi daha bir çok anıtın Moğol topraklarında bulunması mümkün.

Orhun Müzesi Müdürü Narangerel Törhüü, Moğolistan’da daha doğru düzgün bir arkeolojik çalışmanın yapılmadığını ve bu konuda Türkiye’nin desteğine ihtiyaçları olduğunu belirtiyor.

Orhun Abideleri'nin hemen yanı başında bulunan Karakurum şehri, Moğolistan’ın en önemli tarihi kenti. Halkının büyük çoğunluğu Tibet Budizm'ine inan Moğolistan’ın, en eski tapınağı Erdene Zuu’yu da içinde barındıran Karakurum kenti ve müzesi mutlaka görülmeli.

Moğolistan, manastırları ile ünlü bir ülkeyken, Sovyetler’in baskısıyla 20. yüzyılda 700'den fazla manastır yok edilmiş. Doğaya büyük saygı duyan Tibet Budizm'i son 20 yılda tekrar hatırlanmaya başlandı. Ülkenin birçok yerinde yeni manastırlar yapılıyor ya da yıkılmış olanlar onarılıyor.

Özellikle ünlü kaplumbağa taşının da bulunduğu Terelje Milli Parkı içinde bulunan Aryapala Manastırı görülmeye değer. Bir dağın yamacında yalnız başına duran bu manastır, özellikle yaz aylarında meditasyon merkezi olarak dünyanın dört bir yanından konukları ağırlıyor.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.