Toprağı Balkanlarda, ruhu İtalya’da… Yiğit ve Eren Balkanların batı ucuna Slovenya’ya gidiyorlar. Avrupa’nın en küçük başkenti Ljubljana merkezli seyahatlerine sakin başlayıp, git gide heyecan dozajını artırıyorlar.
Yugoslavya’dan savaşmadan ayrılan tek Balkan ülkesi olan Slovenya, sanata, mimariye ve edebiyata düşkünlüğünü günümüz hayat tarzına da yansıtıyor. Yiğit-Eren başkentin dingin sokaklarında İtalyan mutfağına yakın duran lezzetleri tadıyorlar.
Arabalarına atlayıp şehir dışı kasabalara giderken yakaladıkları görüntüler, olaya yol-filmi havası katarken, ferah Avrupa otobanlarının keyfini sürüyorlar.
Buz devrinin sonunda Bohinj buzulunun erimesiyle oluşan Bled Gölü’nün harikulade doğasına kendine kaptıran Yiğit-Eren, günlük olarak o bölgede taze sütten yapılan meşhur kremalı pastayı tatmadan Bled’den ayrılmıyorlar. Bahar havasını birkaç saat içinde kışa döndürmek için Kamnik’e çıktıklarında ise o bölgenin yaşayış biçimine ayak uydurmak zorunda kalıyorlar.
Zümrüt yeşili Soça Nehri’nde rafting yapmadan dönmek tabii ki de olmaz. İkilinin dur durak bilmeyen bahar kokulu bölümü Slovenya, İZ’de…
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.