“Kör de bilir Avanos’un yolunu, testi bardak kırığından bellidir”. Halk ozanı Seyrani, 19. yüzyılın başında Avanos’u böyle tarif etmişti. Bölgenin nam salmış çömlekleri yüzyıllar boyunca eşek sırtında kervanlarla uzak illere taşındı; bulgurla, pirinçle, peynirle takas edildi. Avanos’un yolunu da, bu ticaret yollarında kırılan çanak çömlek işaretledi.
Asırlar sonra bile, Avanos çanak-çömlekleriyle tanınmaya devam ediıyor. Tek fark, kervanların yerini turistik dükkanların almış olması. Ancak, Kapadokya’ya açılan kapı olan Avanos’ta çömlekçilik çok eski bir meslek ve bir gelenek olsa da, usta-çırak zincirinin kopması nedeniyle çömlekçi çarkları tek tek boşalıyor.
Kızılırmak’ın Kapadokya’nın kollarına bıraktığı kırmızı topraklar, binlerce yıldır Avanoslu ustaların ellerinde şekil alıyor. Bugünse, Anadolu’da 10 bin yıllı aşkın geçmişi olan çömlekçilik geleneği, Avanos’un mağara işliklerinde yeni ustalarını arıyor.
Kaybolan meslekleri canlandırmayı hedefleyen Bir Usta Bin Usta projesinin üçüncü yılında, Avanos’ta kurulan çömlekçilik atölyesinde, 20 usta adayı toprağın asırlık çağrısına kulak veriyor. Yerel ustalardan Abdullah Özer, gençlere toprağa şekil vermenin büyüsünü anlatıyor; Avanos’ta tarihin mirası geleceğe taşınıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın teknik danışmanlığında, Anadolu Sigorta tarafından yürütülen ve 10 yılda 1000 yeni usta yetiştirmeyi hedefleyen Bir Usta Bin Usta projesi, Avanos’ta topraktan bu kez umut üretiyor.
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.