Büyülü bir atmosferin hakim olduğu Mardin, geçmişten bugüne verilmiş eşsiz bir hediye. Güneşin yaktığı tenlerin duvarların gölgesinde nefeslendiği bir eski zamanlar coğrafyası.
Adeta bir müze kent görünümünde olan Mardin’de, asırlar süren bir birikim yansıtılmayı bekler. Onları bulup, çıkartmak; Mardin’in ziyaretçilerine sunmak; kaybolmakta olan zanaatlarına sarılmak binlerce yıldır yaşayan bu coğrafyaya olan borcumuzdur. İşte Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi fikri de bu şekilde doğmuştur.
Binlerce yıllık mirasın sergilendiği bina, bir zamanlar Süvari Kışlası, ardından Vergi Dairesi Binası olarak kullanıldı. Sabancı Vakfı’nın restorasyonuyla yepyeni bir kimlik kazanan bina, Mardin’in çehresini yansıtacak bir çerçeve, naftalin kokulu bir sandık, hatta kentin hafızasının canlandığı bir sahne haline geldi.
Mardinliler, kendi biriktirdikleri hikâyelerini paylaşıyor. Mardin’de evlerden çıkmayan hikâyeleri herkes duyuyor; kent, hafızasını müzesinde koruyor. Kim bilir daha niceleri var, yılların tozu üzerlerinde, keşfedilmeyi bekleyen. Onları bulup çıkarmak için, yeni kapılar çalınıyor; eski sandıklar açılıyor. Mardin, eski sayfaları teker teker çeviriyor.
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.