Elisabeth Edwards... 22 yıldır İstanbul'da yaşıyor...

Doğduğu, büyüdüğü yer İstanbul değil... Ancak o hayatını İstanbul'da kurmuş... Aksanlı Türkçesi'nden onun bir yabancı olduğunu düşünebilirsiniz... Ancak aslında o, hepimiz kadar İstanbullu...

Türkiye'ye geldiğinde, burada bu kadar yıl kalacağını hiç düşünmeyen Elisabeth, İstanbul'a büyük bir tutkuyla bağlı. Onun için güne başlamak demek, köpeği Pastal'ı Fındıklı Parkı'nda gezdirmek demek... Doyumsuz İstanbul manzarası eşliğinde içtiği demli çay, günaydın demenin en güzel yolu. Elisabeth, kendini “tam bir Beyoğlu çocuğu” olarak niteliyor ve şehrin en çok bu bölgesini seviyor. Uzun yıllardır burada yaşadığı için, bölgede yaşanan değişimin de yakından tanığı oluyor.

Bilgi Üniversitesi'nde İngilizce Öğretmeni olarak çalışıyor. Onun için öğretmenlik Türkiye'de kazandığı bir yetenek. Her ne kadar İstanbul'un hareketini, kalabalığını ve canlılığını çok sevse de şehrin karmaşasından uzaklaşma yolunu da çoktan bulmuş. Yaz aylarını Kınalıada'da geçirmeye başlayan Elisabeth için burası hem nefes alma hem şehirden keyif alma mekanı...

İstanbul'u bu kez bir yabancının gözünden izlemek istiyorsanız, İz'de izleyin!