Yok Oluşa Karşı Geri Dönüşüm
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra şehrin temizliğine büyük önem vererek, dönemin başkentini örnek bir görünüme kavuşturmuştu. Osmanlı İstanbul’unda, “Çöpçü Subaşı”nın sorumluluğundaki bin kadar acemioğlan, birikmiş çöpleri sırtlarındaki küfelere toplardı. Aslında çöpleri ayrıştırmanın ilk örnekleri, bu dönemde görülüyordu: Çöpler ayıklanır, içlerinde akçe, mangır veya işe yarar başka şeyler varsa çöpçülerin olurdu. Atıklar ise Adalar'ın ilerisinden Marmara denizine dökülürdü. O devirde nüfus bugünküyle karşılaştırılamayacak kadar azdı. Kimyasal maddeler de gündelik hayata henüz girmemiş olduğundan, çöpler suda erir, doğaya dönerdi.
Bugünse şehirlere sığmayan çöplerimiz, arsızca ormanları, dağların eteklerini, şehrin çeperlerini işgal ediyor. Her insanın çöpten bir gölgesi olduğu gibi, her şehrin de çöpten bir izdüşümü var. Yeraltı, denizler, kutuplar, gözden uzak her alan bugün çöplerin hakimiyetinde. Şehrin arka bahçesinde, tüketim çağının kamburu her geçen gün büyüyor ve geleceğe kara gölgesini düşürüyor.
Gelinen noktada tek çıkış yolu var; martıların izinden gitmek: Yani ihtiyaç ölçüsünde tüketim ve geri dönüşüm.
Türkiye’de geri dönüşüm hareketini başlatan ve 20. yaşını geride bırakan ÇEVKO Vakfı, “Ambalaj Atıkları Çöp Değildir” sloganıyla yola çıktığı 1991 yılından bu yana, kamuoyunu bilinçlendirme çalışmaları yapıyor. 2005’ten bu yana yaklaşık 2 milyon ton ambalaj atığının geri kazanımını sağlayan vakıf, farkındalık yaratmak için eğitim faaliyetlerini sürdürüyor.
Geri Dönüşüm Yolunda, Türkiye’de geçmişten bugüne atık politikalarını, geri dönüşümün önemini, dünyadaki yerini, Türkiye’deki çalışmaları ve geleceği mercek altına alıyor. Bireysel ve toplumsal olarak yapabileceklerimize ışık tutuyor.
Geri Dönüşüm Yolunda
Sadece 1 metal içecek kutusunun geri dönüşümünden elde edilen enerji ile 100 Watt’lık bir ampulün 20 saat çalıştırılabildiğini, Geri dönüştürülen 1 ton cam atık ile 100 litre petrol tasarrufu sağlanabildiğini, 1 ton kâğıt-karton atık ile 17 ağacın hayatını kurtarabileceğinizi, biliyor muydunuz?
İçinde bulunan ürünü koruyup, sağlıklı bir şekilde tüketicilere gelmesini sağlayan ambalajların gündelik hayatımızda kullanım alanları giderek genişlemekte. Tükettiğimiz birçok ürünün ambalajları genellikle geri kazandırılabilir nitelikte. Peki ambalaj görevini tamamladıktan sonra nasıl bir yol izliyor?
Katı atık miktarının her geçen yıl artması ülkemizin en temel çevre sorunlarından biri. Giderek artan nüfusa bağlı tüketim ve hızlı sanayileşmeyle birlikte kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile hammadde olarak tekrar geri kazandırılması sistemi nasıl işliyor?
Türkiye’deki ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli geri kazanımını sağlamak için kurulan ÇEVKO Vakfı; sanayi, yerel yönetim ve tüketicilerin de katılımlarıyla geri dönüşümü nasıl sağlıyor?
Görevini tamamlamış ambalaj atıkları belediyeler tarafından, evlerden, satış noktalarından, okullardan, iş yerlerinden, kısaca ambalaj atığının üretildiği kaynaktan, çöpten ayrı olarak toplanıyor. Ardından toplanan ambalaj atıkları geri kazanım endüstrisine gönderiliyor.
1991 yılında önde gelen 14 sanayi kuruluşunun girişimleriyle, ambalaj atıklarının geri dönüşümü ile ekonomiye kazandırılmasını sağlamak, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek amacıyla kurulan ÇEVKO Vakfı bakanlık, sanayi kuruluşları, belediyeler ve lisanslı firmalar arasında bir köprü görevi görüyor. Türkiye’de ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli kazanımına katkıda bulunmak için birçok kişi, kurum ve vakıf işbirliği içerisinde.
Çöp diye attığımız kâğıt-karton-metal-cam-plastik ambalajların ayrıştırılıp tekrar geri kazanım yolculuğunun izi bu döngüde yer alanlar aracılığıyla İz ekranlarına taşınıyor! Ambalaj atıkları “Geri Dönüşüm Yolunda”... İz’de izleyin!
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.