Anadolu’nun lezzetlerini keşfetmek için yola çıkan Wilco Van Herpen’in yolu bu kez Bozcaada’ya uzanıyor. Rum ve Türk kültürünün iç içe geçtiği bir yemek anlayışına sahip olan Bozcaada, ziyaretçilerine kendine özgü tatlar sunuyor.

Türkiye’nin 3. büyük adası olan Bozcaada, Çanakkale’ye bağlı. Adaya ulaşmak için Geyikli’den yarım saatlik bir feribot yolculuğu yapmak gerekiyor. Ancak Wilco Van Herpen’in adaya ulaşma yolu bambaşka: deniz uçağı. Haliç’ten bindiği deniz uçağı kahramanımızı 1,5 saatte Bozcaada’ya ulaştırıyor.

Adada yapılacak çok şey var... Wilco Van Herpen de güne erken başlıyor. Ancak hemen kahvaltı sofrasına oturmak olmaz. İlk iş adaya özgü domates reçelinin yapımını öğrenmek. Reçel deyip geçmeyin, her işin bir püf noktası var. Reçelin yapımını öğrendikten sonra sıra Bozcaada’nın ara sokaklarını arşınlamakta. Eski adıyla Tenedos, Arnavut kaldırımlı sokakları, eski Rum evleri, şarabı ve plajlarıyla göz dolduruyor. Ama Wilco Van Herpen’in buraya geliş amacı bambaşka: Bozcaada Yerel Tatlar Festivali. Üçüncüsü düzenlenen festival, ada hanımlarının yaptığı yöreye özgü yemeklerin sunumuyla başlıyor. Ada otlu saganaki, tavşan yahni, mafiş, sahan mantısı, sarma... Hepsi birbirinden leziz yemekleri hazırlamak için hanımlar hummalı bir çalışma yapmış. Onların yarı zamanlı en büyük yardımcısıysa Wilco Van Herpen. Yöresel yemekleri tatmak kolay, ancak sarışın kahramanımız festivalde bir stant kapma telaşında. Standında midye çorbasını kendi hazırlıyor kendi servis ediyor...

Wilco Van Herpen’in Bozcaada mutfağını keşfetme serüvenine tanık olmak istiyorsanız, İZ’de izleyin...