Gökçeada, Ege denizinin kuzeyinde yer alan eşsiz denizi, şarabı, organik tarımı ve Rum köyleriyle sıcacık, şirin bir ada..
Türkiye’nin en büyük, dünyanın ilk cittaslow adası olması burayı diğer adalardan ayrıcalıklı kılıyor.. Ada organik tarımı, özellikle evde yapılan şarapları, kekik balı, efi badem kurabiyesi ve ege yemekleriyle nam salmış ve bilinmekte. Fakat bu güzel mi güzel adanın bir de bilinmeyeni var; İmroz koyunu.
Gökçeada'ya geldiğinizde ilk dikkatinizi çekecek manzaralardan biri doğada serbestçe dolaşan koyunlar olacaktır. Başlarında bir çoban ve çoban köpeği ile dolaşmalarına alışık olduğumuz bu hayvanlar adada özgürlüklerinin tadını çıkarırlar. Doğal yolla ve bol kekikle beslenen bu hayvanların etlerinin lezzetini ise tahmin bile edemezsiniz.
İmroz Koyunu sadece Gökçeada ve Çanakkale’de yetişen bir tür. Yüzyıldan fazla bir süredir yetiştirildiği söyleniyor. Bu koyunun en önemli özelliği yaşama gücü ve süt verimi bakımından diğer yerli türlere göre üstün olması. Ayrıca sert iklimli bölgelerde çobansız yarı yaban yaşam sürmeleri onları diğer türlerden bir hayli farklı kılmakta.
Gitgide azaldığı gözlenen İmroz koyunu, Tarım ve Hayvancılık bakanlığı tarafından koruma altına alınmış ve yok olmasın diye çalışmalar yapılıyor. Bu programda Gökçeada’nın bilinmeyen bu koyun türünü uzmanlar eşliğinde tanıyacak ve izini süreceksiniz. Sadece ülkemize ait bu değerli türün izini sürmek ve onu tanımak istiyorsanız İZ’de kalın !
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.