Kadının hayatı farkına vardığı yaş 40! Peki ya erkeğin?
2010 yılında “40’ında 40 Kadın” belgeseliyle ön yargıları sarsan Tuluhan Tekelioğlu, bu kez erkekler dünyasının mahrem kapılarını aralayarak, erkekliğin en kırılgan yaş dönemine dokunuyor.
“Erkek olmayan bilmez. Kuyruğu dik tutmaya çalışarak sürekli “dışarılar”da yaşamak ne zordur! Bu zor işin altından ancak“içine” atarak kalkarsın. Sonra bir bakarsın, 50’ne gelmişsin… Sana seni unutturan ne varsa, artık hepsini bir kenara bırakmak istersin. Mecburen, mecburiyetten yaşamaya dair ne kadar yük varsa, üzerinden atmak istersin. Ne güzel ve ne dokunaklıdır; insan bu kadar mı geç büyür!.. “
Tuluhan Tekelioğlu yakışıklı yalanların, kırgın ruhların, yaralı bedenlerin arasından sıyrılıp geçerek erkek cinsinin tam kalbine dokunuyor.
Aralarında yazar Ahmet Ümit, doktor Mehmet Öz, yönetmen Mustafa Altıoklar, müzisyen Kerem Görsev, banka yöneticisi Hakan Ateş, çizer Ergün Gündüz, belgeselci Nebil özgentürk, Tv programcısı Metin Uca gibi tanıdık simaların da olduğu, İstanbul’un başka başka semtlerinden, her meslekten erkeğe soruyor...
Yola mı giriyorsunuz? Yoldan mı çıkıyorsunuz?
“50’sinde ERKEK” İZ ekranında.
---------50’sinde ERKEK---------
METİN UCA (tv programcısı)
(Bekar)
50’DEN PROSTAT MUAYENESİ YÜZÜNDEN KORKTUM!
Hayatın boyunca ilk defa bir erkeğin önünde eğiliyorsun ve o adam senin prostatını kontrol ediyor. Kahrolsun! Bunun dışında bir tedavi yöntemi yok mu ya? Bu prostatı anlamanın başka bir yöntemi yok mu?
----------------------
LEVENT TAYLA (Dergi Yöneticisi)
(İki kez evlendi, boşandı. Üç çocuğu var)
YOLDAN ÇIKMAYA DAHA HAZIRIM!
Tatsızca uyandım, hayatın kötü olması için somut bir neden yok. Ama hayatımdaki bütün beğenmediğim şeylerin birden bire farkına vardım. Kendimi bir tür hayatın içinde bir kapana kısılmış gibi hissettim...
-----------------------------------------------
ERGÜN GÜNDÜZ (Çizer)
(40’ında evlendi, baba oldu. 45’inde boşandı)
BİR DAHA EVLENMEM...
Babamdan bana kalan bir hediye var. Diyabet hastalığı. Bundan dolayı tek başına olmak aslında tehlikeli bir şey. Çünkü evimde tek başınayken ölümden çok döndüm. Kendimi de yine ben kurtardım. Beynime güvenerek kurtuldum bir sürüsünden. Ve bazen düşünüyorum bunu ne kadar yapabileceğim? Acaba kaç kere daha kurtarabilirim kendimi ölümden?
------------------------------------
NEBİL ÖZGENTÜRK
(50 yaşında tekrar evlendi, tekrar baba oldu, üç oğlu var)
BEBEK BEZİ ALMAYI SEVİYORUM BU GÜNLERDE
“Benim yaşımda torununu seviyor insanlar, ben on günlük çocuğumu seviyorum hoşuma gidiyor. Bana asıl gençlik aşısı verenlerden biri bu. Gerçek bir ego bu.
Ben ancak sevdiğim bir kadına varırsam evlenirdim. Ki evliliği hep düşünüyor hayal ediyordum. Bu yüzden de tam 50 yaşında, biz bir yıl içerisinde evlendik, çocuğumuz oldu.”
-------------------------------------
AHMET ÜMİT (Yazar)
(Evli, bir kızı, bir torunu var) TORUNUM HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
Rüzgar geldiği zaman, torunum, bambaşka bir değişiklikti. Hiç bilmediğim bir duyguyla karşılaşmaktı. Eğer aşkı siz hiç bilmediğiniz bir duygu diye tanımlarsanız, hiç bilmediğiniz bir hayat biçimi diye tanımlarsanız Rüzgar’da ben bunu yaşamış oldum
---------------------------------
TUNCAY OKAY (İşadamı)
(Evli, bir kızı var)
EVET KARIMI ALDATTIM. PARALI İLİŞKİLER DE YAŞADIM
Utancımdan aynaya bakamadım hangi renklere girdim, çıktım bilmiyorum. Ama büyük bir üzüntü, sıkıntı...Kendimle de, eşimle de yüzleşmiş oldum. Dönüşte alnımın ortasına evdeki Kuartz taşını yedikten ve 8 dikişten sonra iki ay boyunca karımı eve döndürmek için yoğun uğraş verdim. Ancak üçüncü ayın sonunda “bir şartla kabul ederim” dedi. “Her gün yoğun alkol alma alışkanlığını, iş kolik yaşam tarzını bırakıp bir psikologa gideceksin”.
---------------------------------
MEHMET ÖZ (Kalp Cerrahı)
(Evli, 3 çocuğu var)
KAYBETMEYİ ÖĞRENDİM!
Kaybetmeyi öğrendim. Çünkü bazen hayatta kazanmak en mühim şey değil! O kaybettiğin anın içinde çok büyük dersler var .Kaybedince, hayatın içinde başka renkler olduğunu görüyorsun.
---------------------------------
RECEP BÜTÜNER (taksi şoförü)
(Birkez evlendi, boşandı, 3 oğlu var)
YAŞITIM KADINLAR BANA TEYZEMMİŞ GİBİ GELİYOR!
Bana arkadaşlarım “evlen” diyor, emsallerini bul falan. Emsalimi düşünemiyorum. 50 yaşındaki bir kadın bana teyzemmiş gibi geliyor. Kendime yakışan daha genç olsun istiyorum. 30 yaşından aşağı olmasın da 35’ten de yukarı olmasın. Daha genç kadınlardan hoşlanıyorum. Sağlıklıyım, enerjiğim, doyumsuzum da açıkçası… Yani böyle bir şey işte; Kadınları seviyorum…
---------------------------------
AHMET TULGAR (yazar)
KLASİK HETEROSEKSÜEL ROLÜN KALIPLARINDA BİR HAYAT SÜRDÜREMEYECEĞİMİ FARKETTİM
Zaman içinde biliyorsunuz ki hiçbir zaman siz düzenli bir cinsel yaşama, düzenli bir aile hayatına girmeyeceksiniz. O zaman beyin kendine başka kanallar açıyor, başka yollar buluyor. İnanın bana “bugün deseler ki bana çok hoş biri ile beraber olacaksın bir iki saat boyunca ya da Bruce Sprinsteen’in şimdiye kadar hiç dinlemediğin bir konser kaydını dinleyeceksin hangisini tercih edersin?” Bütün açık yürekliliğimle albümü tercih ederim.
--------------------------------------------
LEVENT GÜRSEL ALEV (Ekolojik tarım üreticisi)
(Hiç evlenmedi)
HAYATIMDA KADIN OLMASA DA OLUR, NE YAPAYIM...
Cep telefonuma bile elim gitmemeye başladı. Yakınlarıma “beni mümkün olduğu kadar aramayın” demeye başladım. Cep telefonu, doğadaki hayatıma bir iletişim saldırısı gibi geliyor.
Aşık olduğum kadın önce doğada yaşama fikrine olumlu bakıyor, ama bir süre sonra bu yaşama kolay adapte olmadığı için gidiyor. Olsun, bu benim tercihim. Kadın olmasa da olur, ne yapayım...
---------------------------------
MURAT TURAÇ (pırlanta ustası)
(Evli, iki çocuğu var)
EŞİME ÜÇ GÜN AYRI YAŞAYALIM ÖNERİSİNDE BULUNDUM
“Yeterli olmak için koşturuyorum. Bunun altında zaman zaman ezildiğim oluyor. Bir şeyleri tamamlayamama duygusu var. 50’sine gelip de bir şeyleri daha tam tamamlamamışsa erkek, artık “gitsem” diyor. Gerçekten “bırakıp gitsem”.
-----------------------------------------
MUSTAFA ALTIOKLAR (Yönetmen)
(Boşanmış. Yetişkin bir kız babası)
SİZ BİZİ MANYAK ETTİNİZ TULUHAN!
En iyiyi aramaya başlıyor kadın. En yükseğe sıçrayan, en hızlı koşan, en iyi avcıyı, en uzun boyluyu. En espriliyi...Kadın bu enlerden tohum istiyor. Sonraki kuşak dünyaya geldiğinde, kendisinden daha güçlü gelsin istiyor. Daha güçlü gelsin isteği bugünün annelerinde şöyle tezahür ediyor; “Oğlan çocuklarımızı en yapalım”. Biz oğlan çocukları da annelerimiz bizi “en” yapmak istedikleri için, biz birbirimizin a… na koyuyoruz!
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.