Her yıl güneşin güney kumsallarını ısıtmaya başladığı aylarda, Hatay Samandağ’dan Köyceğiz’in Ekincik kumsalına kadar uzanan Akdeniz sahilleri, kadim misafirlerini ağırlamaya başlar. Gecenin karanlığında, dişi deniz kaplumbağaları kendi yumurtalarından çıktıkları kumsala geri döner. Ve o kumsala geleceği bırakır...
Türkiye’nin belgesel ekranı İZ, kapsamlı bir yapımla, deniz kaplumbağalarının 100 milyon yıllık yolculuğunun izini sürüyor. Danışmanlığını WWF-Türkiye doğa koruma yönetmeni ve su ürünleri mühendisi Ayşe Oruç’un yaptığı, çekimleri 6 ay süren belgeselde deniz kaplumbağaları tüm yönleriyle mercek altına alınıyor. Deniz kaplumbağalarının insanlık tarihinden çok daha eski hikayesi ve nesli tehlike altındaki türün geleceği, bu alanda uzman bilim insanlarının rehberliğinde ekrana geliyor. Doğuda Samandağ’dan, batıda Caretta Caretta’ların Akdeniz’deki en önemli yuvalama kumsalı olarak gösterilen Dalyan’a uzanan yolculukta, sanayi tesisleri tarafından işgal edilmiş yuvalama alanlarından çöplüğe dönüşmüş sahillere, kıyı erozyonunun ele geçirdiği kumsallardan bilinçsiz balıkçılığın kurbanı olmuş sakat kaplumbağalara, türü bekleyen tehlikeler belgeleniyor. “100 Milyon Yıllık Yolculuk”, Akdeniz’in karşı kıyısına, KKTC kumsallarına da uzanıp, burada Türk ve yabancı bilim insanları tarafından yapılan çalışmalara tanıklık ediyor. Dalyan ve Mersin’deki rehabilitasyon merkezlerinden, Avrupa’nın en deneyimli kaplumbağa rehabilitasyon merkezi olarak gösterilen İtalya’nın Napoli kentindeki Turtle Point’e uzanıyor. Dalyan’daki DEKAMER’de tedavisi tamamlanan Melissa’nın İztuzu Plajı’ndan ve Turtle Point’te yeniden sağlığına kavuşan İlaria’nın Fusaro kumsalından birer uydu takip cihazı eşliğinde Akdeniz’e salınmalarını görüntülüyor. İsrail’den İstanbul Akvaryum’a getirilen engelli deniz kaplumbağası Gal, 1986 yılında başlatılan kampanya sonucunda Köyceğiz-Dalyan’ın Türkiye’nin ilk Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesine uzanan süreç, Akdeniz sahillerinde 10 yılda bir yapılan yuvalama kumsalları izleme çalışmaları ile deniz kaplumbağalarına gönül vermiş bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, araştırmacılar, su altı fotoğrafçıları da belgeselde yerlerini alıyor.
Akdeniz’in Kadim Denizcileri
Bugün, dünya denizlerindeki yedi deniz kaplumbağası türünden iki tanesi Akdeniz’de yuvalıyor; iribaş deniz kaplumbağası (Caretta Caretta) ve yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia Mydas). Türkiye, Yunanistan’la birlikte bu iki türün Akdeniz’deki en önemli yuvalama alanlarının başında geliyor. Özellikle yeşil deniz kaplumbağası nüfusunun yarısından fazlası Türkiye’de yuvalıyor. Her yıl yaz başında kendi yumurtalarından çıktıkları kumsala gelen deniz kaplumbağaları, yarım metreyle 1 metre arasında derinlikte yuvalar kazarak 50-150 arası yumurta bırakıyor. Yaklaşık 2 ay sonra yumurtadan çıkan yavrular, denize doğru zorlu ve tehlikelerle dolu yürüyüşlerine başlıyor. Deniz kaplumbağası yavruları hayata yalnız başlıyor. Ama doğa onları ne yapmaları gerektiği bilgisiyle donatmış olduğundan, içgüdüsel olarak yumurtayı kırar kırmaz önce kumun yüzeyine, ardından denize yöneliyorlar. Ancak denize ulaşabilmek de hayatta kalmaları için yeterli değil. Her 1000 yavrudan yalnızca bir tanesi erginliğe ulaşabiliyor.
100 milyon yıldır dünya denizlerinde kilometrelerce yol kateden deniz kaplumbağalarının geçtiğimiz yüzyıl içinde yoğun bir şekilde sömürülmesi, Akdeniz’deki kaplumbağa popülasyonlarında ciddi bir çöküşe sebep olmuş durumda. Tür halen tesadüfi yakalama, kasıtlı öldürme, tüketme, yumurtaların toplanması, tekne darbeleri, kritik habitatların zarar görmesi gibi tehditlerle karşı karşıya.
Deniz kaplumbağalarının asırlar ve okyanuslar aşan 100 milyon yıllık yolculuğunu, sınırlar aşan bir belgeselde, İZ’de izleyin!
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.