Trans-Sibirya Ekspresi yolculuğu devam ediyor. Sekiz farklı saat dilimi, dünyanın üçte birini geçiş! Eşsiz doğa manzarası eşliğinde 10.650 kilometrelik, dünyanın en az bilinen ve görülen noktalarına nefes kesen 15 günlük destansı tren yolculuğu uluslararası bir yapımla ekrana geliyor. Üç bölümlük özel gösterimin son bölümü “Son Durak” İz ekranlarında.
Doktor Jivago filmini hatırlarsınız... Karlar arasından kızıl bayraklı bir tren geçer. Filmdeki gibi karlar arasından geçmesek de, trenin son duraklarından biri olan İrkutsk’ta karla da tanıştık. Her yerin bir “Paris’i” vardır. İrkutsk da “Sibirya’nın Paris’i” olarak anılıyor. Kurtuluş yıldönümünde vardığımız kentte, ahşap Sibirya mimarisinin en güzel örneklerini kar altında görmek, tarifsiz bir keyifti.
İrkutsk’un ardından, Batı Sibirya’nın başkenti Novosibirsk’i selamladık. Obi Nehri kıyısında bir eğitim ve kültür merkezi olan şehrin adı “Yeni Sibirya” anlamına geliyor. Kentin adına yaraşır bir görünümü var. Rotamız sonuna yaklaşırken, I. Petro’nun eşinin adını taşıyan Yekaterinaburg ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Tatar Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’ı da iki kapsamlı mola sırasında gezme şansı bulduk.
Orta Asya bozkırları, Baykal Gölü’nün büyüsü, Ural Dağları’nın karlı dorukları, Sibirya’nın acımasız iklimi, Moğolistan’ın sonsuzluğu... Dünya içinde dünyalardan geçtikten sonra, gelinen son nokta: Moskova. Son düdük.
Moskova’nın görkemini anlatmak, malumun ilanı olur. O nedenle, mezarını ziyaret etme mutluluğunu yaşadığımız Nazım Hikmet’ten birkaç dizeyle bitirelim:
“Tıkırdıyor tirenin
rayda tekerlekleri,
Devrilerek geçiyor telgraf direkleri,
Yarı belime kadar uzandım pencereden,
suya girmiş gibi serinledim..
Tiren sesiyle dolan havaları dinledim…”
Nazım Hikmet Ran
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.