Arkeolojik başyapıtların müzesi, İstanbul’da kendi sessizliğinde dünya tarihine sahip çıkıyor. Sultanahmet’te Topkapı Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı’nın kalabalığı, bir adım ötedeki müzeye uğramasa da, taşların izinden gidenler bu hazinenin farkında. 19. yüzyılda ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından İmparatorluk Müzesi (Müze-i Hümayun) olarak kurulan bina, dünyanın en önemli sergi koleksiyonlarına ve arkeolojik eserlerine sahip. Dünyada müze olarak inşa edilmiş az sayıdaki müze binası arasında yer almasıyla da büyük önem ve ayrıcalığa sahip. Çeşitli kültürlere ait bir milyonu aşkın eseriyle bugün de dünyanın en büyük müzeleri arasındaki seçkin yerini koruyor. Müzenin kuruluş tarihi, Osmanlı döneminin ilk arkeolojik kazılarını yapan Osman Hamdi Bey’le birlikte anılıyor ve müze yıllar içinde büyüyor. Günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç farklı binadan oluşuyor. İskender Lahti’nden Kadeş Antlaşması’na, tarih yazan komutanlardan İstanbul’un yüzyıllar öncesine uzanan tarihi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde hayat buluyor. Müze Müdürü İsmail Karamut ve uzman arkeologlar, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin büyülü dünyasını, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Edhem Eldem, Osman Hamdi Bey’in hayalleri ve gerçeklerini İZ ekranlarına taşıyor.