Gökyüzüne çevrilen iki objektif... Ve kanatlı uygarlığın fotoğraf karelerine yansıyan rengarenk yüzleri... Hollandalı fotoğraf tutkunu Wilco Van Herpen, bu kez kuş gözlemcisi ve kuş fotoğrafçısı İlker Kül'le birlikte kanatların peşinde Belgrad Ormanı'ndan Gediz Deltası'na uzanan bir yolculuğa çıkıyor.

Kuş fotoğrafçılığı, bir tutku işi adeta. Bazen küçük yaşlardan itibaren doğayla iç içe olmanın getirdiği, bazense sonradan tanıyıp bırakılamayan bir tutku. İyi bir kuş fotoğrafçısı olmanın birinci şartı, zaman. Haftasonları herkes sıcacık yatağında uyurken, sabahın ilk ışıklarıyla kendini doğanın kucağına bırakır kuş fotoğrafçısı. İyi kareler yakalamanın bir diğer şartı ise sabır. Bazen sadece tek bir fotoğraf için saatlerce beklemek gerekir. Doğru ayarları yapıp, kuşları net bir şekilde çekebilmek ise konsantrasyon ve dikkat gerektirir. Tabii bu işin olmazsa olmazı, iyi bir ekipmandır aynı zamanda. Kuş fotoğrafçısı, iyice kamufle olmak ve uygun ekipmanı önceden hazır etmelidir ki, istediği kareleri yakalayabilsin.

Bu kurallar eşliğinde yola çıkan ikili, Belgrad Ormanı'nda rengarenk küçük ötücüleri fotoğrafladıktan sonra, soluğu Gediz Deltası’nda yer alan İzmir Kuş Cenneti'nde alıyor. Türkiye’nin en fazla kuş çeşitliliğine sahip alanlarından biri olan Gediz Deltası, kuş fotoğrafları çekmek için oldukça elverişli. Zira bugüne dek alanda yapılan çalışmalarda 289 farklı kuş türü tespit edilmiş. Tepeli pelikandan küçük kerkeneze, kocagözden mahmuzlu kızkuşuna kadar nesli tehlikede olan birçok kuş türünün üreme alanı olma özelliğini koruyor bu delta.

Çekim için uygun alanı bulduktan sonra kamuflaja yatan İlker Kül ve Wilco ise uzun bir bekleyişe koyuluyor Gediz Deltası'nda. Özellikle sukuşlarının yoğunlukta olduğu alan, flamingonun Türkiye’de Tuz Gölü ile birlikte ürediği iki önemli alandan biri. Alanda yapılan çalışmalar sonucunda bugün yaklaşık 17 bin flamingonun deltada kışladığı tespit edilmiş. Dolayısıyla bu zarif kuşların en güzel fotoğraflanabileceği yerlerden biri de burası.

İlker Kül için kuş fotoğrafı çekmek, zor olduğu kadar güzel, bir tutku olduğu kadar da bir misyon aslında. Birçoklarının kafasını kaldırıp da gökyüzüne bakmayı unuttuğu dünyada, bir çift kanadın peşinde koşmak ve onu fotoğraflarda ölümsüzleştirmek, farklı bir duygu. Bazen romantik bir flamingo manzarası yakalayabilmenin, bazense nesli tükenmekte olan bir telli turnayı çekerek tarihe not düşmenin hazzı bambaşka. Rengarenk kanatların peşinde, onları izleyen, kareler eşliğinde özgürlüklerine uğurlayan bir çift gözün olduğunu bilmek ise doğa için bir umut, kuşlar için bir armağan.