Dünya tarihine geçen büyük bir aşk ve o aşkın koca bir imparatorluğa hükmetmiş kadın sultanı... Aradan yüzlerce yıl geçse de Haseki Hürrem Sultan, üzerine en çok konuşulan, tartışılan, hayranlık duyulan sultan olmaya devam ediyor. Hayatı romanlara, dizilere, tiyatro oyunlarına, opera eserlerine konu olan, Türkiye kadar Avrupa'da da bilinip sahiplenilen Hürrem Sultan, hem tarih sahnesinde üstlendiği rol hem de İstanbul'a bıraktığı izlerle ele alınıyor. Hürrem Sultan, entrikaları, zekası, cesareti, ihtiraslarıyla ünlenmiş, kendinden öncekilerin aksine devlet işlerinde etkin rol oynayarak Osmanlı İmparatorluğu'nda "Kadınlar saltanatı" denilen devri başlatmıştır. Sultan Süleyman'ın nikahlı karısı, padişah II.Selim'in ve Mihrimah Sultan, Şehzade Cihangir, Şehzade Bayezid, Şehzade Mehmed, Şehzade Abdullah'ın annesidir. Osmanlı Sarayı'na gelmeden önceki hayatına dair çok net bilgiler bulunmayan Hürrem Sultan'ın saraydaki yaşamı ise büyük mücadelelerle geçti. Önce sarayın en nüfuzlu kadını olan padişahın annesi Ayşe Hafsa Sultan ve ikinci derece nüfuzlu kadın Mahidevran Sultan'la, daha sonra Pargalı İbrahim Paşa ile mücadele etti. Şehzade Mustafa'nın katledilişinde de, Rüstem Paşa'nın sadrazam yapılmasında da rol oynamıştır. Bu ve daha pek çok müdahalesi ile tarihe yön vermiştir. Ama bıraktığı izler çok başkadır. Hürrem Sultan aynı zamanda bir hayırseverdir ve elde ettiği gelirin önemli bir kısmını İstanbul'dan Kudüs'e kadar hayır işlerine ayırmıştır. İstanbul'un en büyük hastanelerinden birisi olan Haseki Hastanesi, Hürrem Sultan'ın yaptırdığı Haseki Külliyesi'nin devamıdır. Medrese, cami, sıbyan mektebi ve darüşşifanın bulunduğu külliye bugün hala varlığını koruyor. Ayasofya'nın karşısında bulunan çifte hamam ise bugün İstanbul'un en önemli turistik yerlerinden biri. Bunların yanında İslamiyet'in kutsal şehirleri Mekke'de, Medine'de ve Kudüs'te imaretler inşa ettirmiştir.