Bu defa rota, Akdeniz’le Ege’nin buluştuğu yeşil-mavi cennet.. : Datça Bozburun yarımadası.
9 Sıcak Nokta’nın ikinci bölümünde, İZ; tarih ve doğa tutkunu Pelin Batu ile yola çıkıyor.
Sıcak nokta sınırları içinde yer alan antik Knidos kenti, önemli kumul alanı Gebekum, son dönemlerde yoğun turizm baskısıyla karşı karşıya kalan, Palamutbükü; Datça Çevre Derneğinden yetkililer, WWF Türkiye temsilcileri, milli park sorumlularıyla ekrana geliyor.
Yaban hayatı da, son derece önemli Datça’da gece olunca karakulak görmek için Pelin Batu da, Karakulak çalışmalarını sürdüren, Hacettepe üniversitesinden Yasin İlemin ile, fotokapan kuruyor..
Datça ve Bozburun, birbirini bütünleyen iki cennet... Pelin Batu ile cennete yolculuğa tüm İZ izleyenleri davetli.
Datça Bozburun: Rüzgarli Diyarlar
Daha önce Datça’ya gitmemiş bir insan olarak kafamda hep iki şey yüzüyordu; Can Yücel ve ıssızlık. Yıllar evvel, çok sevdiğim biri bana Datça’nın yolsuz güzelliğinden, kırık beyazlığından bahsettiğinden beri, bir gün şehrin kaosundan kaçıp sessizlik arayışına girersem, adresimin Datça olacağını kafamın bir köşesine not etmiştim. Heyhat, istediğim kaçışı bir türlü gerçekleştiremedim- şehre alışmış bir zat olarak, ortadan yokolma formülüm, genellikle kendimi evimin derinliklerine gömüp, şehri özleyene kadar, kitaplar ve filmlerle yolculuklara çıkmak olmuştur. Ama en sonunda Datça’yı keşfetme fırsatını buldum. İz Tv’nin dokuz sıcak bölge belgeseli için yola koyulunca, kafamdaki diyar ve karşımdaki resmi karşılaştırma, yeni gözlemler ve içteki sesleri tartma şansına eriştim. Çok da güzel oldu.
Beklenti, genellikle insanı hayal kırıklığına sürüklediği içindir ki, ben kendimi bu konuda eğitmeye gayret göstermişimdir hep. Yıllarca kafanızda kurduğunuz bir yere ayak basmak, aslında riskli bir şeydir. Bu “eğitim” Datça için gerekmezmiş meğer. Her ne kadar, ülkemizin dört bir tarafının kapıldığı tek-tipleşip betonlaşma hastalığı, Datça’ya da yavaş yavaş bulaşıyor olsa da, çoğu bahtsız şehirle kıyaslayınca, Datça, hala temiz, hala bir nebze bakir kalmayı başarmış. Ama bu demek değil ki Datça bir “kurtarılmış bölge,” ya da eşarın ilham kaynağı olarak kalacak. Çektiğimiz belgesel sayesinde Datça’nın zengin flora ve faunasını, endemik, nesli tükenmeye yüz tutmuş türlerini daha yeni öğrenmiş bir insan olarak, bu çarpık yapılaşmanın aslında bilmediğimiz, tanımadığımız bu muhteşem doğayı nasıl tehdit ettiğini gördüğüm için sizlere bunları yazıyorum. Cam gibi bir denizin yüz yıllarca yokolmayacak pet şişelerle “çiçeklenmesi” ya da güzelim orman ve vadilerin kırık cam parçalarıyla yangına açık davetiye vermesi gibi ilk göze çarpan çevre meseleleri bir tarafa, bir de bu doğru dürüst bilmediğimiz türlerin sonsuza dek yokolması söz konusu olunca, bu tür belgesellerin ehemmiyeti ön plana çıkmış oluyor. Ben, daha önce hiç yaban keçisi görmemiştim mesela, ama sabahın beşinde kalkıp bu devasa yaratıkları görmek için Bozdağ’a çıkınca, ne kadar büyülü bir yerde bulunduğumu hissettim; zira belki ben, bu hayvanları son gören neslin çocuğu olacaktım. Sadece kuytu koylarda kendini bırakan o eşşiz Datça hurmalarını görmek için, tuzlu sulara batıp çıkarak yaptığımız uzun yolculuktan sonra, zamanın bir an için durduğunu hissettim; ulaştığımız koy (denizin getirdiği çöp parçalarını bir an için görmezlikten geldiğiniz takdirde) sizi 2000 yıl önceye sürüklüyordu sanki...Artık her şeyin ince dengeler üzerine birbirine bağlı olduğunu biliyoruz belki, ama sanki bunu çok sık unutuyoruz gibi geliyor bana... İşte Datça günlerim bana bu örümcek-iplikli dengeleri hatırlattı. Sarı renkli köpekler arasında yürüyüp, yağmurun getirdiği limon çiçeği kokuları ile uçuşurken “keşke burası bozulmasa, aslında kimse bilmese, gelmese” diye içimden geçirmedim değil. Ama galiba yapılacak en güzel şey, nelere sahip olduğumuzu öğrenip, bilinçli bir şekilde doğayı korumaya çalışmak olacaktır. Ayrıca; kır çiçekleri arasında kaybolma isteğimiz pek tabii ki belli zamanlarda depreşeceği için, Datça gibi cennetleri unutmamak gerekir. Ah Datça ah, bunu yapmayacaktın bana!
PELİN BATU
04.04.2011
Henüz Yorum Yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.