Çanakkale Zaferi’nin 97. yıldönümünde Sudaki İzler yeniden Çanakkale’de...

Bu toprakların öyle bir çekim gücü var ki, buraya bir kere ayak basan, burada bir kere suya giren bir daha iflah olmaz bir Çanakkale aşığı olur. Artık ne o Çanakkale’yi bırakabilir, ne de Çanakkale onu. Sudaki İzler bu kez, Selçuk Kolay ve Okan Taktak başkanlığında yürütülen araştırma için Beluga gemisiyle Çanakkale’ye açılıyor.

18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazı’nda yaşanan deniz savaşı 1916’ya kadar sürecek büyük mücadelenin ilk perdesiydi. İkinci perde, 25 Nisan şafağında Müttefik ordusunun Avustralya ve Yeni Zelanda’dan yanlarına kattığı sömürge askerleriyle Gelibolu kıyılarına karşı başlattıkları kara harekatıyla açıldı. Fakat Türk savunmasını yine geçemediler. Deniz dibinde biriken izlere yenileri eklendi. Bugün, dev savaş gemilerinden, askerleri kıyıya taşıyan filikalara, ölü ve yaralıların nakliyesinde kullanılan barçlardan su ve canlı hayvan taşımacılığında kullanılan layterlere kadar tüm izler savaşın sualtında kalmış panoramasını şekillendiriyor.

Savaş Karakaş, sualtı fotoğrafçısı Adnan Büyük, sualtı kameramanları Engin Aygün ve balıkadam Erol Öztunalı savaşın 97. yıldönümünde sudaki izleri birlikte sürüyor. Bu sefer Anzak ve Suvla koylarında saklı kalmış savaş kalıntıları fotoğraflanıyor. Çünkü hedef, Çanakkale Savaşlarının 100. yılına yaklaşırken Çanakkale’nin kitabını yazmak, Arıburnu ve Anafartalar’ın batık atlasını oluşturmak.

Vehbi Koç Vakfı ve Ayhan Şahenk Vakfı’nın sponsorluğunda yayınlanacak kitap için 1915 yılında bu sularda görev yapmış ve sonra denizin derinliklerinde unutulmuş tüm savaş ve lojistik destek gemilerinin sualtı fotoğrafları çekiliyor. Mavi derinliklerden gelen yansımalar gemilerin tarihçelerini ve seyir defterlerini aydınlatacak, mürettebatlarına ve savaştaki rollerine ışık tutacak.

Sudaki İzler işte bu önemli çalışmanın her adımını kayıt altına alıyor ve Çanakkale’nin sudaki hayaletleriyle sizi Batık Atlası’nda buluşturuyor.