Orman yangınları özellikle yaz aylarında ülkemizin ve hatta dünyanın ormanlarla örtülü kurak iklime sahip bölgelerinin önlenemeyen kaderidir. Bazen doğal bazen de insan faktörünün etkilemesi sebebiyle çıkan bu yangınlar ormanlar ve içinde var olan canlı yaşamı için dramatik yok oluşlar olarak çarpar izleyen gözlere. Gerçekten de oluşması yıllar süren dengeler bir anda yerle bir olmuştur. Ama bu, bozulan dengelerin insan müdahalesi olmadan yeniden kurulamayacağı anlamına gelmez. İnsanların yeryüzündeki medeniyetlerini bu kadar geliştirmedikleri, hatta yeryüzündeki misafirliklerinin henüz başlamadığı milyonlarca yıl öncesinden bu yana doğanın bir parçası olan ateş bu ormanları yine yok etmiyor muydu? Nesillerini alevlere teslim etmeyen ormanlar ve içindeki ekosistemler ateşe karşı kendi koruyucu silahlarını kullanıyor olabilirler mi? Özellikle yangın mevsimlerinde büyük küçük birçok yangına sahne olan Marmaris ve çevresindeki Kızılçam ormanlarının yaşadığı yangınlar ve bu yangınlar sonrasında yok olan ormanın yeniden oluşumu sırasında geçirdiği aşamaları biyolog Rıfat Çığ’ın gözünden Ayak İzleri’nde ekrana geliyor.